Nisan ortasında bir şafak vakti, Zemzem Kampı’nın havası adeta parçalandı. Paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Kuzey Darfur’daki yerinden edilmişler kampına saldırarak üç gün süren kanlı bir harekât başlattı. Yüzlerce insan öldürüldü, sayısız kişi yaralandı ya da kayboldu. Çatışma sesleri derme çatma barınakların arasında yankılandı, aileler her yöne kaçıştı; birçoğu kurtulamadı. 13 Nisan’da HDK, “Zemzem Askeri Üssü”nü ele geçirdiğini iddia etti. Ancak orada yaşayanlar böyle bir üssün var olmadığını, Zemzem’in sadece yerinden edilmiş ailelerin hayatta kalmaya çalıştığı bir sığınak olduğunu söyledi. Bu işgal, beş ay süren boğucu bir kuşatmanın ardından geldi. Yollar ve insani yardım engellendi, hayatta kalmak ise tamamen şansa kaldı.

SIĞINAKTAN SAVAŞ ALANINA
El-Faşir’in 15 kilometre güneyinde bulunan Zemzem, 2000’li yıllardan bu yana Darfur’daki çatışmalardan kaçan siviller için bir sığınak olmuştu. O dönemde insan hakları örgütleri, yaşananları devlet destekli “Arap” göçebe milislerin ağırlıklı olarak “Arap olmayan” yerleşik topluluklara karşı yürüttüğü etnik temizlik ve muhtemelen soykırım olarak nitelendirmişti. 2003’ten bu yana yaklaşık 300 bin kişi Zemzem’e sığındı. Sudan’da HDK ile Sudan ordusu arasında 2023 Nisan’ında başlayan iç savaş sonrası bu sayı 500 binin üzerine çıktı. Ancak son bir yılda, Zamzam bir sığınak olmaktan çıkıp bir ölüm tarlasına dönüştü. İnsani yardımın engellenmesi, HDK’nin tekrar eden saldırıları ve kıtlık nedeniyle kampta yiyecek, ilaç ve güvenlik tamamen yok oldu. Askeri güçler zaman zaman saldırıları püskürtmeyi başarsa da kısa sürede El-Faşir’e geri çekilerek kampı korumasız bıraktı. Kuzey Darfur Sağlık Genel Müdürü Dr. İbrahim Abdullah, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, ölü sayısının 500’ü aştığını söyledi. “Sudan’da cenazeleri hemen defnetme geleneği nedeniyle ölümleri belgelemek çok zor,” dedi. “Üstelik Zamzam, El-Faşir’e kilometrelerce uzaklıkta, bu yüzden cenazeleri taşımak neredeyse imkânsız.”

BİR KÂBUSTAN KAÇARKEN YENİ BİR KÂBUSLA KARŞILAŞMAK
Güvenlik gerekçesiyle ismini vermek istemeyen genç bir kadın, eşi ve iki küçük kardeşiyle birlikte kaçtığı El-Faşir’den Al Jazeera’ya konuştu. Ocak 2024’te, Kuzey Darfur’daki Vadi Şadra’da eşiyle ve 15 ile 9 yaşlarındaki kardeşleriyle yaşıyordu. Ebeveynlerinin ölümünden sonra kardeşleri onlarla birlikte yaşamaya başlamıştı. HDK’nin Vadi Şadra’ya saldırması üzerine aile, kurtuluş ümidiyle Zemzem’e sığındı. Ancak bir yıl sonra başka bir saldırıyla yüzleştiler. “Saldırı 11 Nisan Cuma günü şafak vakti başladı,” dedi. “Güneyden, pazar yerlerinden birine doğru büyük bir kuvvet kampı bastı. Her taraftan ateş açıldı.” Bir gün boyunca yiyeceksiz ve susuz bir şekilde siperlerde saklandılar. Bu sırada bir top mermisi evlerini, bir diğeri ise komşularının evini vurdu, üç çocuk hayatını kaybetti. Sonunda Saluma köyüne kaçtılar. Ancak HDK burada da peşlerini bırakmadı; evleri ateşe verdiler ve herkese derhal Tawila’ya gitmeleri emredildi. Eşekleri öldürülmüş, arabaları tahrip edilmişti; saatlerce kavurucu güneş altında yürüyerek El-Faşir’e ulaştılar. “O gün halamı ve iki çocuğunu kaybettim. Hâlâ diğer üç çocuğun akıbetinden haberimiz yok,” dedi.

AİLESİNDEN AYRI KALAN NASR’IN HİKAYESİ
Sadece isminin kullanılmasını isteyen Nasr, HDK’nin kenti ele geçirmesinin ardından Ekim 2023’te ailesiyle birlikte Orta Darfur’un başkenti Zalınci’den kaçtı. Babası, topluluk lideri olduğu için RSF komutanı Ali Yakoub tarafından iki kez tehdit edilmişti. Aile, Sarf Omra ve Kabkabiyah üzerinden geçerek 22 Kasım 2023’te Zemzem’e ulaştı. Yanlarında Nasr’ın eşi, iki çocuğu, ebeveynleri ve birkaç kardeşi vardı. Şubat ayında HDK’nin kampı kuşatmasıyla yollar kapatıldı. Kuşatma daha da sıkılaştı. Nasr, yiyecek aramak için çıktığında ailesine bir daha dönemedi. “Etrafımızdaki bir ağaç bile bizden daha değerli,” dedi Nasr. HDK’nin “askeri üs” iddiasını yalanlayarak, insanların bombardımandan korunmak için hendek kazdığını söyledi. Ailesi hakkında bilgi alabilmek için El-Faşir’de günlerini yollarda geçiriyor. Sonunda ailesinin Tawila’ya kaçtığını öğrendiğini ama hâlâ onların hayatta olup olmadığını bilmediğini ekledi.
BEŞ AYDA 28’DEN FAZLA SALDIRI
Zemzem’deki yerinden edilmişler adına konuşan Muhammed Khamis, şu anda El-Faşir’de bir hastanede tedavi görüyor. HDK saldırısında uyluğundan vurulduğunu belirtti. Khamis, kampta son beş ayda 28’den fazla saldırı yaşandığını, ancak son saldırının şiddetinin daha önce görülmemiş olduğunu söyledi. “Saldırı şafak vakti ağır silahlarla başladı,” dedi. Saldırının ilk anlarında bir yardım kuruluşu kliniği hedef alınmış, Khamis arkadaşlarını kontrol etmeye çalışırken HDK’ye ait zırhlı bir araç tarafından durdurulmuştu. Vurularak yerde bırakıldı, ancak yerel halk tarafından kurtarıldı.

TECAVÜZ VE KAYIPLAR
Saldırılar sırasında 12’den fazla kadın ve kız çocuğunun HDK tarafından kaçırıldığı doğrulandı, akıbetleri bilinmiyor. Khamis, tecavüz vakalarının “en az 200” olduğunu ancak çoğunun bildirilmediğini ifade etti. Sosyal damgalanma nedeniyle çoğu mağdur için “onuru zedelendi” veya “dokunuldu” gibi ifadelerin kullanıldığını belirtti. Birçok kez yerinden edilenler için artık güvenli bir yer kalmadı. HDK’nin “askeri unsurlara” karşı savaştığı iddiası, Nasr ve Khamis gibi tanıkların ifadeleriyle çürütülüyor. “Orada sadece hayatta kalmaya çalışan insanlar vardı,” dedi Nasr bir kez daha, sanki tekrar etmek dünyanın sessizliğini bozabilecekmiş gibi. Ancak sessizlik sürüyor. Hayatta kalanlar geride sadece kül, cevapsız sorular ve acı bir gerçeği bıraktı: “Bu dünyada insanlık değerimizi kaybettik.”
Kaynak: Al Jazeera